
Hamilelikte Obezite Riski ve Anne-Bebek Sağlığı Üzerindeki Etkileri
Doç. Dr. Halenur Bozdağ, hamilelikte obezitenin anne ve bebek sağlığı üzerindeki önemli risklerine dair açıklamalarda bulundu.
Obezite nedir ve neden önemli?
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre obezite, “sağlığı olumsuz etkileyecek derecede vücutta aşırı yağ birikimi” olarak tanımlanır. Son yıllarda küresel çapta hızla artan obezite, birçok kronik hastalığın temel risk faktörü olmasının yanı sıra, dünyada önde gelen ölüm nedenlerinden biridir. Acıbadem Kartal Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Halenur Bozdağ, obezitenin özellikle kadınlarda daha yaygın olduğunu vurgulayarak, “Türkiye’de yapılan araştırmalar, obezitenin kadınlarda erkeklere kıyasla çok daha yüksek oranlarda görüldüğünü ortaya koymaktadır. 20-39 yaş arası kadınlarda ise obezite oranının %20-35 aralığında değiştiği, morbid obezite vakalarının ise giderek arttığı bilinmektedir” dedi.
Hamilelikte obezitenin çocukluk çağı obezitesine etkisi
Anne adaylarında obezitenin sadece gebelik sürecini değil, doğacak çocukların sağlığını da derinden etkilediğini belirten Doç. Dr. Bozdağ, “Maternal obezite, özellikle gebeliğin ilk üç ayında çocukların obezite riskini iki katına çıkarıyor. Araştırmalar, annesi erken gebelik döneminde obez olan çocukların 2 yaşına geldiklerinde obez olma risklerinin iki kat arttığını, 3-5 yaş arasında ise bu riskin 2.3 kat daha yüksek olduğunu göstermektedir” diye uyarıyor.
Bebeklerde ileride ortaya çıkabilecek hastalıklara zemin hazırlayabilir
Anne karnında beslenme koşullarına adaptasyonun, bebeklerin metabolizmasını kalıcı şekilde değiştirebileceğini söyleyen Doç. Dr. Bozdağ, “Bu programlanmış değişiklikler sadece obezite riskini artırmakla kalmaz, aynı zamanda yaşamın ilerleyen dönemlerinde kalp hastalığı, hipertansiyon ve tip 2 diyabet gibi kronik hastalıklara da zemin hazırlar” ifadelerini kullandı.
Anne sağlığı da risk altında
Hamilelikte obezitenin anne sağlığını nasıl etkilediğine değinen Bozdağ, “Obez anne adaylarında gebelik şekeri gelişme riski 2.6 kat, gebelikte yüksek tansiyon riski 2.5 kat, preeklampsi riski ise 3.2 kat artış gösteriyor. Ayrıca hamilelik ve lohusalık döneminde damar tıkanıklığı gibi ciddi komplikasyonlar yaşanabilir. Doğum sonrasında ise tip 2 diyabet ve hipertansiyon gibi sorunlar kalıcı hale gelebilir” dedi.
Önleme ve takip büyük önem taşıyor
Doç. Dr. Bozdağ, hamilelikte obezitenin önlenebilir bir sağlık sorunu olduğuna dikkat çekerek, “Gebeliğe ideal kiloda başlamak, düzenli ve dengeli beslenmek, yeterli fiziksel aktivite yapmak en etkili korunma yollarıdır. Hamileliğin ilk haftalarından itibaren düzenli doktor kontrolleriyle anne ve bebek sağlığı yakından takip edilmelidir” şeklinde öneride bulundu.
İlk muayenede açlık kan şekeri, HbA1c ve gerekirse şeker yükleme testi gibi tetkiklerle diyabet riski araştırılırken, kalp sağlığı için kan yağları ölçülmekte ve tansiyon düzenli olarak takip edilmektedir. Anne adayına yüksek tansiyona bağlı olabilecek belirtiler hakkında bilgilendirme yapılır.
Sağlıklı beslenme ve fiziksel aktivite şart
Obezitenin olduğu gebeliklerde kilo alımının kontrollü olması gerektiğini vurgulayan Bozdağ, “Diyetisyen eşliğinde kişiye özel beslenme planları hazırlanmalı, kalori alımı dikkatle izlenmelidir. Günlük 30 dakikalık açık hava yürüyüşleri veya evde 3’er 20 dakikalık aktiviteler, sağlıklı hamilelik için çok önemlidir” dedi.
Kilo alımı kişiye göre değişiyor
Hamilelikte kilo alımı, başlangıçtaki vücut kitle indeksine göre belirlenmelidir. Zayıf anne adayları 12.5-18 kilo, ideal kilodakiler 11.5-16 kilo, fazla kilolular ise 7-11.5 kilo almalıdır. Obez anne adaylarının ise 5-9 kilo arasında kalmaları önerilir. Doç. Dr. Bozdağ, “Zayıf ve normal kilolu gebelerde aylık kilo alımı en fazla 2 kilo olurken, kilolu ve obezlerde bu oran 1 kiloyu geçmemelidir” dedi.
Kaynakça:
BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı