
Uzmanlar, kulaklıkla yüksek sesle müzik dinleyenlere önemli uyarılarda bulunuyor. Şehir hayatında pek çok kişi kulaklıkla müzik dinleyip video izliyor.
Günümüzün yoğun ve stresli şehir ortamında, etrafımıza baktığımızda kulaklıkla müzik dinleyen, seslendiğinizde duyabilmek için kulaklıklarını çıkaran ya da trafikte ambulans sirenini bile duymayacak kadar yüksek sesle müzik dinleyen insanları sıkça görüyoruz. Acıbadem Bakırköy Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Ferhan Öz, yüksek sese maruz kalmanın işitme kaybının en yaygın nedenlerinden biri olduğunu belirtiyor. Öz, özellikle kulaklıkla yüksek sesle müzik dinlemenin kulak sağlığına ciddi zararlar verebileceğini, kulak zarında hasar ve geri dönüşümsüz işitme kayıplarına yol açabileceğini vurguluyor. “Kulakların yüksek sese alışması” ifadesinin doğru olmadığını ve toplumda bu konuda yeterli farkındalığın olmadığını ifade ediyor. Ayrıca, kulak sağlığını tehdit eden diğer hatalı alışkanlıklara da dikkat çekiyor.
Müziğin sesini fazla açmamak gerektiğini belirten Prof. Dr. Öz, üst solunum yolu enfeksiyonları, alerji, kulak çubuğu kullanımı ve aşırı kafein tüketiminin de kulak sağlığını olumsuz etkileyebileceğini söylüyor. Kablosuz kulaklıkların yaygınlaşmasıyla gençlerde yüksek sesle müzik dinlemenin yaygınlaştığını ve bunun ciddi tehlikeler doğurduğunu ifade ediyor. İşitme kaybının yavaş ve ağrısız geliştiği için fark edilmesinin zor olduğunu belirten Prof. Dr. Öz, 85 desibelin üzerindeki seslere uzun süre maruz kalındığında kalıcı işitme kaybı riski olduğunu hatırlatıyor. Elektrikli süpürge sesi seviyesindeki (85 desibel) seslerin bile zararlı olduğunu, özellikle 100 desibel seviyesindeki seslerin kısa sürede bile zarar verebileceğini söylüyor. Müzik dinlerken ses seviyesinin 60 desibeli aşmaması gerektiğini vurguluyor.
Müzik dinlerken ara vermenin önemine de değinen Prof. Dr. Öz, bir saatten uzun aralıksız müzik dinlememek gerektiğini belirtiyor. Ayrıca, yüksek gürültülü ortamlarda uzun süre kalmanın da iç kulağa zarar verebileceğini, bu durumlarda kulak tıkacı kullanılması gerektiğini ifade ediyor.
Kulak çubuğu kullanımına karşı uyarıda bulunan Prof. Dr. Öz, kulak çubuğu, kibrit ya da benzeri cisimlerle dış kulak yolunun kaşınmasının ve temizlenmeye çalışılmasının dış kulak yoluna zarar verip enfeksiyonlara ve kulak zarı yırtılmalarına neden olabileceğini söylüyor. Travmaya bağlı kulak zarı yırtılmalarının sıkça görüldüğünü, bu tür davranışlardan kaçınılması gerektiğini belirtiyor.
Kış aylarında üst solunum yolu enfeksiyonları ve alerjiye bağlı burun tıkanıklıklarının orta kulak enfeksiyonlarına yol açabileceğini söyleyen Prof. Dr. Öz, bu enfeksiyonların tedavi edilmemesi durumunda kulak zarı yırtıklarının kalıcı hale gelebileceğini aktarıyor. Medikal tedaviye rağmen kulak zarı iyileşmezse cerrahi müdahalenin gerekebileceğini ve bu ameliyatların mikroskobik veya endoskopik yöntemlerle, kıkırdak veya vücuttan alınan bağ dokusuyla yapılabildiğini belirtiyor.
Kaynak: BSHA