Anne adaylarının en çok merak ettiği doğum yöntemlerinden biri olan suda doğum, son yıllarda giderek daha fazla tercih ediliyor. Peki, suda doğum nedir ve gerçekten faydalı mı?
Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Ebelik Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Yılmaz Esencan, bu yöntemin doğum süresini kısaltarak ağrıyı hafiflettiğini ve annenin daha rahat bir doğum deneyimi yaşamasına yardımcı olduğunu belirtiyor. Ancak, suda doğumun güvenli bir şekilde gerçekleştirilebilmesi için anne adayının sağlığında ve gebeliğinde herhangi bir risk bulunmaması gerektiğini vurguluyor.
Müdahaleli vajinal doğum, doğum sırasında anne ve bebeğin sağlığını korumak amacıyla belirli tıbbi müdahalelerin uygulandığı bir yöntemdir. Dr. Esencan, bu müdahalelerin arasında bebek kalp atışlarının monitörle takip edilmesi (EFM), doğum sancılarının hızlandırılması için oksitosin kullanımı, epizyotomi (doğum kesisi), amniyotomi (suni sancı için su kesesinin açılması), forseps veya vakum kullanımı gibi uygulamaların yer aldığını belirtiyor. Ancak, gereksiz müdahalelerin anne ve bebek sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceğine dikkat çekiyor.
Daha önce sezaryen doğum yapan bir annenin sonraki doğumunu normal yollarla gerçekleştirmesi sezaryen sonrası vajinal doğum (SSVD) olarak adlandırılıyor. Dr. Esencan, bilimsel verilerin bu yöntemin sezaryen oranını azaltmada önemli bir rol oynadığını söylüyor. Ancak, önceki sezaryen kesisi, uterus rüptürü (rahim yırtılması) gibi risk faktörleri göz önünde bulundurularak, kararın uzman bir ekip tarafından verilmesi gerektiğini vurguluyor.
Suda doğumda anne adayı, doğum sürecini ılık su dolu bir havuzda geçiriyor. Bu yöntem ağrıyı hafifleterek süreci kolaylaştırabiliyor. Ancak, anne adayının ve bebeğin sağlık durumu doğum boyunca yakından izlenmeli. Riskli gebeliklerde bu yöntemin uygulanmaması gerektiği belirtiliyor.
Doğum sürecinde ebeler, anne adaylarını doğuma hazırlamak ve doğumu gözlemleyerek yalnızca gerektiğinde müdahalede bulunmak gibi önemli roller üstleniyor. Dr. Esencan, ebelerin bilgi ve becerilerini sürekli güncellemeleri gerektiğini belirterek, doğum sürecinin sağlıklı ilerlemesi için ebelik hizmetlerinin yaygınlaştırılmasının büyük önem taşıdığını söylüyor.
Dr. Esencan, sezaryenin tıbbi bir gereklilik olmadıkça tercih edilmemesi gerektiğini vurguluyor. Normal doğumun, anne ve bebek sağlığı açısından uzun vadede daha avantajlı olduğunu belirtiyor. Anne adaylarının doğum yöntemi konusunda bilinçli kararlar vermesi ve süreci ebelerle birlikte yönetmesi gerektiğini ekliyor.
Epidural anestezi, doğum sırasında ağrıyı azaltan bir yöntem olarak öne çıkıyor. Dr. Esencan’a göre bu yöntem, doğumu daha konforlu hale getirse de doğum süresini uzatabilir ve annenin doğumun ikinci aşamasındaki kontrolünü azaltabilir. Doğru kullanıldığında annenin doğum sürecini rahatlatabileceği ifade ediliyor.
Anne adaylarının yeterli bilgiye sahip olmalarının, gereksiz sezaryen oranlarını azaltacağını belirten Dr. Esencan, doğumun doğal bir süreç olduğunu ve gereksiz müdahalelerden kaçınılması gerektiğini vurguluyor. Sezaryenin bazı durumlarda gerekli olabileceğini ancak her doğumun kendine özgü olduğu bilinciyle yaklaşılması gerektiğini ifade ediyor.
Sonuç olarak, doğum sürecinde bilinçli tercihler yapmak, uzman desteği almak ve doğru bilgiye ulaşmak, sağlıklı bir doğum deneyimi yaşamak için kritik öneme sahiptir.
Kaynak : BSHA
