Bel Ağrısı ve Dar Kanal Hastalığı: Doğru Teşhis ve Tedavi Çok Önemli
Bel ağrısı, Türkiye’de en sık karşılaşılan sağlık sorunlarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Ahmet İnanır, özellikle dar kanal hastalığı konusunda bilinçlenmenin önemine dikkat çekti.
Dar kanal hastalığı, çoğunlukla bel fıtığıyla karıştırılsa da, tedavi ve teşhisi farklılık gösteriyor. Bu hastalıkta, yürümek, uzun süre ayakta kalmak ya da beli geriye doğru eğmek ağrı, uyuşma, dolgunluk, yanma veya kramp gibi belirtileri ortaya çıkarabiliyor.
Dar Kanal Hastalığı Nedir?
Yaşlanmaya bağlı dejeneratif değişiklikler, omurganın ana ve yan kanallarında daralmaya yol açar. Disk yüksekliğinin azalması, faset eklemlerde kireçlenme ve ligamentum flavum kalınlaşması kanalın daralmasına neden olur. Bu yapısal değişiklikler hastaların öne eğilmek zorunda kalmasına sebep olur. Spinal kanal şekli kişiden kişiye değişkenlik gösterebilir. Yaşlanma dışında, aşırı kilo ve ağır fiziksel işler de hastalığı tetikleyebilir.
Belirtiler ve Tanı
Dar kanal daralması her zaman belirti vermeyebilir. Normal kanal çapı 15-25 mm iken, 10-13 mm arası göreceli, 10 mm altı ise mutlak stenoz kabul edilir. Ancak bazı hastalar ciddi daralmaya rağmen şikayet yaşamazken, az daralma olanlar ciddi semptomlar gösterebilir. En sık görülen şikayetler yürürken, ayakta dururken ve beli geriye eğerken ağrı, uyuşma ve güçsüzlüktür. Nörolojik belirtiler nadir görülür.
Karışan Hastalıklar ve Risk Grupları
Dar kanal hastalığı bazen damar hastalıkları, periferik arter tıkanıklığı, nöropatiler, kalça problemleri veya multipl skleroz ile karıştırılabilir. Ayrıca bel fıtığı ve lomber spondiloz ile benzer belirtiler gösterebilir. Doğumsal ve kazanılmış tipleri vardır. Hastalık genellikle 60 yaş üzeri ve kadınlarda daha sık görülür, en çok L4-L5 seviyesini etkiler.
Tanı Yöntemleri ve Tedavi
Tanı, nörolojik muayene ve görüntüleme yöntemleri (MRI, BT, röntgen) ile konur. Cerrahi dışı tedaviler önceliklidir ve klinik tecrübeye dayanır. Ağrı kesiciler genellikle uzun vadede etkili olmaz ve özellikle yaşlı ve kronik hastalığı olanlarda dikkatle kullanılmalıdır. Fizik tedavi, fleksiyon temelli egzersizler, korse kullanımı, epidural steroid enjeksiyonları, manuel terapi ve kuru iğneleme gibi yöntemler uygulanabilir.
Cerrahi tedavi, kemik ve bağ büyümeleri, bel kayması veya tümör gibi durumlarda kaçınılmazdır. Uygun hasta seçimi cerrahi başarının anahtarıdır. Ameliyat sonrası fizik tedaviye devam edilmesi önemlidir.
BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı
